Unutursun..
Unutursun..
Önce bir oyun havası bile, acı bir hüzzam şarkısı gibi gelir kulağına,
Her söylenen söz bir küfür,
Her teselli bir tokat olur suratına vurulan!
Ay ağustos bile olsa, dışarıda kara kış vardır, fırtına ve kapkara bulutlar..
Şimdi zor gelir biliyorum,
titrersin iliklerine kadar, karların üzerine düşmüş minik bir serçe gibi,
ÜŞÜRSÜN!
Gözlerin artık cep telefonunun ekranında odaklanmıyorsa,
Her çalan kapı ziline yüreğin hoplayarak koşmaktan vazgeçiyorsan,
Boş bir kağıdı karalayıp, şiir yazma heveslerinden kopuyorsan,
Sonun başlangıcındasındır ve ilk adımların olacaktır bunlar nankörlüğüne!
Bilirim hiç bir teselli fayda etmez şu anda sana,
Her söylenen söz sadece bir harf yığınıdır aslında..
Unutursun..
Şimdi zor gelir biliyorum,
Korkarsın kendi benliğinden, bir köşede iki büklüm olur,
BÜZÜLÜRSÜN!
Her başlangıç bir sonu getiririr beraberinde
Ve her son parçasıdır bir başlangıcın..
Demiştim sana "kolaydır unutmak"..
Küçük bir esinti söker alır hayatını hafızandan..
Vazgeçersin karşı koymaktan doğanın kuralına..
Küstah olan zamanın aslında tesirini geç gösteren acı bir ilaç olduğunu anlarsın..
Sıra başka bir başlangıçta;
Bir kısır döngüdür bu,
bir gölge oyunu..
Nasıl ki her başlangıç bir "son"a bağlıysa her son da bir başlangıcın önündeki halkadır..
Tesellilere ihtiyaç duymaz,
Cep telefonunu kapatır,
Ağustos'un bir yaz olduğunu anlarsın..
Alışırsın..
Alışırsın..
Ne kadar kolay olduğunu unutmanın anlarsın;
Ve aslında bir hiç uğruna,
boşuna akıttığın yaşlarınla yıkadığın yanaklarına acır,
ÜZÜLÜRSÜN!